19 Ekim 2011 Çarşamba

Korkak - Bölüm 5

Bundan dört sene öncesiydi. 18 yaşındaydım. Çevremdeki yaşıtlarımın aşık olduğu, seviştiği, deli dolu olduğu zamanlarıydı. Ben aynaya baktığımda bir çocuk görüyordum sadece. Ne aşık olmuştum, ne de birine ilgi duymuştum. İnsanın, her şeyin farkında olduğu ve her şeye uzak hissettiği zamanlar vardır. Yok mudur? Benim vardı. Böyle saçma bir zamanımda tanıdım onu. Tesadüfün iğne deliği denecek kadar saçma şekilde çıktı karşıma. İlk tanıştığımız gece fazla konuşamadık. Aslında konuşamadık desem yeridir. Yanımda dikilen sınıf arkadaşım o gece bizde kalıyordu ve konuşmamızın her kelimesini dikkatle okuyordu. Neyse ki, hemen ertesi gün yine ordaydı. Konuşmaya başladık. Öylesine rahattı ve kendine öylesine güveniyordu ki, oturduğum koltuğa çivilenmiş gibiydim. Bütün hayatıma girdi bir anda. Yeni tanıştığı bir insandım fakat o bunu bir engel olarak görmedi. Sorduğu sorulara dürüstçe yanıtlar verdim ve ancak utançtan kıpkırmızı olmadığım zamanlarda ben de ona bir iki soru sorabildim. Gerçi benim utanıyor olmam bile onun hızını kesmedi. Saatler sonra minik hayat hikayemi biliyordu. Hatta kendi kendime bile itiraf edemediğim detayları.

Onunla tanışana kadar kendimi aseksüel zannediyordum. İçimde var olan kadını o keşfetmişti benden önce. Nasıl yaptığını bilmiyorum ama değişmeye başlamıştım. Bir oyun gibi başladı her şey. Tanışmamızın ardından geçen birkaç içinde, bütün benliğimi yeniden keşfettim. Çevremdeki erkeklerden bazılarına ilgi duymaya başladım. Küçük flörtler yaşamaya başladım hatta ve her akşam internetin başına geçip ona anlattım. Lanet olsun, ona da ilgi duymaya başladım. Ama özgürleştiğimi hissediyordum. Daha fazla kendim olabildiğimi hissediyordum. Kapalı kapılar ardından, bir ekran karşısında otururken, onunla beraber keşfettim bütün fantezilerimi. 


O kafasına esince gelirdi. Tam bir başına buyruktu. Ama lanet herif işini çok iyi biliyordu. Önce küçük oyunlar başladı. Sonra kendimi, zihnimde onunla sevişirken buldum. İlk orgazmımı onunla konuşurken yaşadım. Sohbetlerimiz, oyunlarımız derken birbirimizi görebilmiştik sonunda kameradan. Öyle ilgiyle bakıyordu ki bana, içimde bir şeylerin kayıp gittiği hissine kapılıyordum. Vücudumu hayran hayran izlerdi. Piç kurusu, o kadar güzel iltifatlar ediyordu ki, çoğu zaman onun cümlelerini okurken daha sırılsıklam oluyordum. Gerçekten beğeniyordu beni. Bunu biliyordum.

Klasik bir aile salonu düşünün. Evdekiler televizyon karşısında zaman öldürürken ben, kapısı kilitlenmeyen odamda, tüm cesaretimi toplayıp onun için soyunuyordum. Birbirimize dokunmasak da deli gibi sevişiyorduk. Kelimelerini öyle ustaca kullanıyordu ki, bana neler yapmak istediğini hayal etmem zor olmuyordu hiç. Cinselliğimi onunla keşfettim. Bildiğim her şeyi ondan öğrendim. Çünkü gerçek hayatta elimi tutan bir bile erkek henüz olmamıştı.



Tanıştığımız senenin sonunda üniversiteyi başka bir şehirde kazanıp taşındım ailemin yanından. Tek başıma yaşıyordum artık. Onunla kamera fantezilerimizde daha özgürdük artık. Soyunduk, seviştik, boşaldık. Günler, aylar ve derken yıllar geçti. Bir gün, onunla gerçek hayatta tanışmak istediğimi söyledim. 

Fotoğraflar: Karakarton , Jazstereo

Hiç yorum yok: